26 Aralık 2015 Cumartesi

#HAKKIMDA RASTGELE BİRKAÇ GEREKSİZ BİLGİ

Gönderen Büşra Yılmaz zaman: 11:25 35 yorum
❤ Saçlarım küçükken über kıvırcıktı. Sanırım lisedeki çılgın dönemlerimde düzleştirmekten doğal yapısını kaybetti. Ama bence her an geri dönebilir, ben hissediyorum. 


❤ Hiçbir hayvana dokunamam. Buna dünya tatlısı hayvanlar da dahil. Mini minnacık olanlar da dahil. 

İleride yaşamak istediğim şehir, Tokyo. 

Yüzmekten korktuğum için, hala yüzme öğrenemedim. 

❤ İlk aşık olduğum ünlü, 12-13 yaşlarındayken "kiss kiss" klibinde, sarı okul otobüsü üstünde dans ederken gördüğüm Chris Brown'du

❤ 10 yaşındayken sadece üç gün giyebildiğim vişne çürüğü, rugan ayakkabılarım yirmi bir yıllık yaşamımda sahip olduğum en güzel ayakkabılarıdı benim için. Ama çok seversen çabuk kaybedersin geyiği midir, sakınan göze çöp batar mı bilemiyorum; kıskanç bir komşu kızı tarafından çalınarak ırmağa atılmışlardı. 

❤ Hayatıma birden "Bana kimseye söylemediğin birşey söyle" diyerek giren ve "başka bir zaman başka bir adla hayatına gireceğim" diyerek çıkan, hiçbir zaman aramızda aşk ya da benzeri şeyler olmayan başkasına aşık bir adam yüzünden kimseye aşık olamıyorum. Herkesi onunla kıyaslıyorum çünkü. 

❤ İlkokul numaram, 457'ydi.

❤ 9 yaşında ölümcül bir hastalık atlattım. 

❤ Ağladığım ilk film, Braveheart'tı. 7-8 yaşlarındaydım. 

❤ On küsür yıldır barışmalarını beklediğim ve ayrılışlarını kabul edemediğim iki çift var. Biri, Britnet Spears-Justin Timberlake. İkincisi de Brad Pitt-Jenefer Aniston. 

❤ Annem ile babam yaklaşık on yıldır ayrılar. 

❤ 17 yaşında bir kız kardeşim var. 

❤ En sevdiğim fantastik kitap, Asi Melekler. 

❤ Yaklaşık beş yıldır, kızım olursa koymayı istediğim üç isim değişmedi. Ada, Yosun ve Çakıl. 

❤ Ayaklarım 39 numara.

❤ Liseye geçene saçlarım hep kısacıktı. 

❤ Hayatımdaki en kötü senem, 2010'du. Onuncu sınıfa gidiyordum. Lanetli yılımdı diyebilirim. 

❤ Ortaokula kadar, okul birincisiydim, mezuniyet ortalamam da 98,00'dı. 

❤ El yazım berbattır.

❤ Beşiktaşlıyım. 

❤ En çok güldüğüm animeler, "Daily lives of highschool boys" ve "Gintama" serileri; en çok ağladığım ise, "Ateşböceklerinin Mezarı" anime filmidir. 

❤ Son beş yıldır hiçbir Türk dizisini takip etmiyorum. Hala eski dizilerin tekrarlarını izliyorum. En sık izlediklerim, 7 numara, Çılgın Bediş ve Sıdıka.

❤ Türk dizilerinde en sevdiğim yan karakterler; Mükü (Çılgın Bediş), Rüya (7Numara), Samim (Sıdıka), Rambo Berk ve Güzin (Yılan Hikayesi), Afakan, (Çarli) 

❤ Topluluk önünde konuşurken çok fazla heyecanlanırım. Genelde sesim titrer. Hatta ortaokulda bir kere okulun önünde Çanakkale temalı bir düzyazı okurken o kadar titremişti ki sesim, herkes okurken duygulandım da ağladım sanmıştı. Ama ben sadece heyecanlanmıştım. 

❤ Şu ana kadar 30'dan fazla ülke insanı ile internet üzerinden tanışıp arkadaş oldum. Hatta bunlardan üçü ile paket, dördü ile mektup arkadaşı oldum. 

❤ Kulaklarım çok küçük.

❤ Lisede 8 dönem fizik dersi alıp, 4'ünden kaldım. 

❤ Sayısal okuyup, eşit ağırlıktan sınava girdim. 

❤ Lise üçüncü sınıftayken ufak bir kavgaya karışıp rehberlik servisini kendime küstürdüm. Evet, bir yıl benimle konuşmadılar. 

❤ Bir kez bayıldım. O da hastane tuvaletindeydi. Kendime geldiğimde öldüğümü düşündüm. Çünkü beni bulan iki kızı ayılamadığım için puslu görüyordum ve bulutların arasından bana koşan iki melek olduklarını düşündüm. 

❤ Küçükken yüzümde çiller vardı.

❤ 6. sınıfa giderken manevi abim vefat etti. Henüz 19 yaşındaydı ve adı Ali'ydi. 

❤ Neredeyse hiç pantolonum yok. 40'dan fazla elbisem ve eteğim var. Pantolon yerine bunları tercih ediyorum.

❤ Dinleyip aşık olduğum ilk İngizlice şarkı, Sunrise Avenue-Fairytale Gone Bad. 






17 Aralık 2015 Perşembe

Siktir... ağlamayacaktım.

Gönderen Büşra Yılmaz zaman: 12:51 31 yorum
Kafamın içi yine savaş meydanı... O kadar rütbesiz, o kadar acemiyim ki... Birileri ölüyor kafamda, ama kutsanmıyor askerlerim. Her yeni gün, yeni bir meydan... Her günaydın, yeni bir top üzerime gelen... Sıkıldım. Savaş, bana göre değil-miş. Birilerine gerçek niyetimi göstermek, kendimi anlatmaya çalışmak... Anlamayanın gırtlağına basıp, zorla anlatmasını beklemek... Olmuyor.

Hep böyle oldu zaten. Hep, içimdeki konfetileri kendi içime patlatmak zorunda kaldım. Gösteremedim.

Bir arkadaşına ne kadar üzüldüğünü gösterememe, annene seni seviyorum diyememe, kardeşinin başını okşayamama kadar basit bir durum bu. Kabul etmem gerekir, bunları yapmada hiç iyi olamadım zaten. O yüzden bulunduğum yerden de itiraf etmem gerekir ki, hiçbir zaman gerçek beni gösterme fırsatı yakalayamayacağım dünyaya.

Komik... Sınıf arkadaşlarına sunum yaparken heyecanlanıp sesi titreyen bir kız, dünyaya nasıl seslenir ki zaten?

Seslenemiyorum.

Duyuramıyorum sesimi.

Küçük bir insan olarak kalmak isterken, başkalarının büyüdüğünü görmek insani bir duygu olan tatlı bir imrenmeyi getiriyor peşinde.

Ne zamandan beri bunları hissediyorum ki?

Yorgunum.

Galiba sessizlik istiyorum.

Ama önce, kendi kafamın içinde erişmem lazım o sessizliğe.

Ama susmuyorlar.

Ellerinde toplar tüfekler, ölüp ölüp yeniden diriliyorlar.

Ve ben, beyaz bayrak sallayacak kadar dahi güç bulamıyorum kendimde.

Siktir... ağlamayacaktım.

Artık kendimi sevmiyorum.

Gönderen Büşra Yılmaz zaman: 12:34 8 yorum
Çünkü artık kendim olamıyorum. Ve bu beni öldürüyor. Usul usul...

12 Aralık 2015 Cumartesi

Yalnız kaldığım zamanlar adam öldürmek istiyorum.

Gönderen Büşra Yılmaz zaman: 07:18 4 yorum
Ve kafamda öldürüyorum birilerini. Sonra cesetlerini yakıp küllerini zihnime savuruyorum.

11 Aralık 2015 Cuma

Ne olmak istiyorum? Küçük kalıp, mutlu ölmek.

Gönderen Büşra Yılmaz zaman: 09:06 11 yorum
Öyle bir sistemin içine çekiliyorum ki, hayatta yarınından öteyi düşünmeyen ben, kendime 'gerçekten ne olmak istiyorum' sorusunu sormaya başladım son birkaç aydır. Uzun uzun düşünmemin ve karmaşık bir denklemde cevap aramamın sonucu çok basit bir cevaba götürdü beni. Hatta o kadar basit ki, bu cevap bu kadar netken nasıl bunu sorgulama gafletinde bulundum diye kızdım kendime. İstediğim tek şey sadece ama sadece iyi ve mutlu bir insan olmak-mış. Keşfi tahminimden kolay, kabul ettirmesi tahminimden zor... Ama tüm samimiyetimle söylüyorum bunu ötesinde ne bir tık fazla bir gayem var, ne de arzum. Olsaydı, son birkaç aydır süregelen hengamede kendime daha büyük bir dilim pay çıkarır ve bunu çıkarlarım için daha güzel kullanırdım. Sessiz kaldım, sessiz kalacağım ve sessiz ve mutlu bir insan olarak bir gün bu sistem içinde eriyip gideceğim. Mutlu ve kendini bilen bir insan olarak... Yaptıklarım ve yapacaklarım, yapamadıklarımdan ve yapamayacaklarımdan küçük kalacak ama olsun. Ben zaten hep, bu dünyada küçük kalıp mutlu ölmek istedim.
Sevgilerimle.

8 Aralık 2015 Salı

Bu yayını belki silerim.

Gönderen Büşra Yılmaz zaman: 15:56 19 yorum
03.12.15 / 01:55

Belki de silmem.
 

☸ Büsra Yilmaz ☸ Template by Ipietoon Blogger Template | Gadget Review